Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi

Stok Kodu:
9786055302191
Boyut:
13,5x1,5
Sayfa Sayısı:
262
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Çeviren:
Gökhan Murteza
Kağıt Türü:
2.Hamur
%18 indirimli
16,67
13,67
9786055302191
417609
Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi
Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi
13.67

Modern anlamda dagitici adalet, devletin herkesin ihtiyaçlarini saglayacak maddi imkânlari belirli düzeyde garanti etmesi anlamina geliyor. Samuel Fleischacker, yoksullara yardimin son iki yüzyil içerisinde gelisen modern bir düsünce oldugunu savunuyor. Aristoteles'inki de dâhil olmak üzere erken dönem adalet kavramlari, mülkiyetin degil siyasi mevkilerin dagitimi ile ilgiliydi. Adaletin fakirlik sorunu ile ilgilenmesi için 18. yüzyili, Adam Smith ve Immanuel Kant gibi filozoflarin çalismalarini beklemek gerekti. Bu yüzden de dagitici adalete daha uzun bir köken atfetmek sadaka ile adalet arasindaki farki karistirmamiza neden olur. Fleischacker buradan yola çikarak, refah devletinin tarihi gelisiminin bu ilkeler etrafinda nasil da yanlis anlatildigini açikliyor. Örnegin sosyalistler sikça modern ekonomilerin antik esitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiginden dem vururlar. Serbest piyasa savunuculari bu görüse katilir, ancak süphecilik ve sosyal-bilimsel kesinligin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da; adaletin, mümkünse, herkesin sefaletten kurtulmasi gerektigi mevcut varsayimimizdan kaynakli olan kademeli düsünüs degisimini gözden kaçirir. Fleischacker antik dönem, ortaçag ve modern siyaset felsefesindeki önemlimetinleri inceleyerek bize dagitici adaletin modern anlamina nasil ulastigini gösteriyor.

Modern anlamda dagitici adalet, devletin herkesin ihtiyaçlarini saglayacak maddi imkânlari belirli düzeyde garanti etmesi anlamina geliyor. Samuel Fleischacker, yoksullara yardimin son iki yüzyil içerisinde gelisen modern bir düsünce oldugunu savunuyor. Aristoteles'inki de dâhil olmak üzere erken dönem adalet kavramlari, mülkiyetin degil siyasi mevkilerin dagitimi ile ilgiliydi. Adaletin fakirlik sorunu ile ilgilenmesi için 18. yüzyili, Adam Smith ve Immanuel Kant gibi filozoflarin çalismalarini beklemek gerekti. Bu yüzden de dagitici adalete daha uzun bir köken atfetmek sadaka ile adalet arasindaki farki karistirmamiza neden olur. Fleischacker buradan yola çikarak, refah devletinin tarihi gelisiminin bu ilkeler etrafinda nasil da yanlis anlatildigini açikliyor. Örnegin sosyalistler sikça modern ekonomilerin antik esitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiginden dem vururlar. Serbest piyasa savunuculari bu görüse katilir, ancak süphecilik ve sosyal-bilimsel kesinligin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da; adaletin, mümkünse, herkesin sefaletten kurtulmasi gerektigi mevcut varsayimimizdan kaynakli olan kademeli düsünüs degisimini gözden kaçirir. Fleischacker antik dönem, ortaçag ve modern siyaset felsefesindeki önemlimetinleri inceleyerek bize dagitici adaletin modern anlamina nasil ulastigini gösteriyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat