Said Nursi'nin Muhteşem Hayatından Hatıralar 2

Sürgün yolculuğunda bindikleri kızağı çeken öküzün ayağının yaralanması üzerine, “Öküz efendinin ayağı kanıyor” diyerek kızaktan inen ve diğer yolcuları indiren şefkatiyle... Köylü olduğundan utanarak kapının eşiğine oturan babasını oradan kaldırıp, “Babanın yeri burasıdır” diyerek valinin yanına oturtan saygısıyla... Komşusunun bahçesinden atla geçmek zorunda kaldığı için helallik isteyen duyarlılığıyla... Hiçbir yardımı kabul etmeyen, hatta hediyeyi bile geri çeviren kanaatkârlığıyla... Tefekkür ve ibadet için gittiği dağdan dönerken, kuru odun parçalarını toplayıp bununla fırından ekmek alan minnetsizliğiyle... Ölsün diye, dondurucu kış gününde camları kırık koğuşta bıraktıran ve her türlü işkenceyi yaptıran savcıya, masum çocuğundan dolayı beddua etmeyen merhametiyle... Eskimiş lambaları bile kırdırmaya tahammülü olmayan, tahribe, yıkıp yok etmeye karşı olan müspet hareket anlayışıyla... Tanıyanlar, tanımayanlar, ismini duymuş ve merak edenler için Bediüzzaman Said Nursî'nin muhteşem hayatından birbirinden ibretli hatıralar...