Max Weber ve İslam (Eleştirel Bir Yaklaşım)

Stok Kodu:
9789757726036
Boyut:
13x0
Baskı:
2
Basım Tarihi:
1997-01
Çeviren:
Yasin Aktay
Kapak Türü:
Fidancı Grafik
Kağıt Türü:
2.Hamur
Kategori:
%20 indirimli
23,15
18,52
9789757726036
375281
Max Weber ve İslam (Eleştirel Bir Yaklaşım)
Max Weber ve İslam (Eleştirel Bir Yaklaşım)
18.52
Şimdiye kadar Max VVeber'in Avrupa toplumlarında kendine özgü bir tarihe sahip olan kapitalizme ve kapitalizmin Protestan ahlakıyla ilişkisi konusuna yaklaşımları üzerine bir hayli çalışma yapılmıştır. Fakat onun islâm'a ve islâm toplumlarındaki patrimonyal bürokrasiye ilişkin yorumları ihmal edilmiştir. Oysa VVeber'in İslâm hakkındaki görüşleri, onun sosyolojiye ve genelde Avrupa'nın kendine özgü tarihine bakışını bütünlediğinden önemlidir.Bu kitapta bir yandan bu konudaki boşluk doldurulmaya çalışılırken, diğer yandan VVeber'in; Hz. Muhammed, İslâm'ın karizmatik kökenleri, mistisizm ve azizlik, İslâm'da şehir ve şeriat gibi İslâm sosyolojisiyle ilgili özel görüşleri ele alınmaktadır. İşlenen başlıca temalardan biri, VVeber'in kendi geliştirdiği "bir sosyolojik analiz için gerekli ve yeterli olan felsefî ölçüt" e, yani "yorumcu sosyoloji" ölçütüne, İslâm'a yaklaşırken bizzat kendisinin yeterince bağlı kalmamış olduğudur. Bu noktada Weber, Marx'ı ve bir çok pozitivist sosyal bilimciyi eleştirdiği hataya kendisi düşmüş; Müslümanların kendileri hakkında ne düşündüğünü anlamaya çalışmak yerine onlara kendi teorik varsayımlarını isnad etmiştir. Turner, özelde bu konuda, genelde de Doğu toplumu hakkındaki görüşlerinde Marx ve Weber arasında çok önemli paralelliklerin bulunduğuna dikkat çekiyor; özellikle Marx'm "Asya Tipi Üretim Tarzı" ile VVeber'in "Doğu Patrimonyal izm i" kavramsallaştırmalarının bu paralelliğin izlerini güçlü bir biçimde taşıdıkları üzerinde duruyor. Buna rağmen ikisinin dine yaklaşımları arasında nasıl ve niçin hâlen bir farkın bulunduğunu göstermeye çalışıyor. Dolayısıyla bu kitabın bir amacı da, VVeber ve Marx'ın Doğu toplumlarına bakışını irdelerken güçlü bir oryantalizm eleştirisi sağlamak olarak ortaya çıkıyor.Bu temalar üzerinde yoğunlaşırken, Turner, insan ve tanrı arasındaki dinsel ilişkilere temelde bir sosyal ilişki olarak yaklaşılabileceğini öneren özgün bir metodolojik katkıda bulunuyor.
Şimdiye kadar Max VVeber'in Avrupa toplumlarında kendine özgü bir tarihe sahip olan kapitalizme ve kapitalizmin Protestan ahlakıyla ilişkisi konusuna yaklaşımları üzerine bir hayli çalışma yapılmıştır. Fakat onun islâm'a ve islâm toplumlarındaki patrimonyal bürokrasiye ilişkin yorumları ihmal edilmiştir. Oysa VVeber'in İslâm hakkındaki görüşleri, onun sosyolojiye ve genelde Avrupa'nın kendine özgü tarihine bakışını bütünlediğinden önemlidir.Bu kitapta bir yandan bu konudaki boşluk doldurulmaya çalışılırken, diğer yandan VVeber'in; Hz. Muhammed, İslâm'ın karizmatik kökenleri, mistisizm ve azizlik, İslâm'da şehir ve şeriat gibi İslâm sosyolojisiyle ilgili özel görüşleri ele alınmaktadır. İşlenen başlıca temalardan biri, VVeber'in kendi geliştirdiği "bir sosyolojik analiz için gerekli ve yeterli olan felsefî ölçüt" e, yani "yorumcu sosyoloji" ölçütüne, İslâm'a yaklaşırken bizzat kendisinin yeterince bağlı kalmamış olduğudur. Bu noktada Weber, Marx'ı ve bir çok pozitivist sosyal bilimciyi eleştirdiği hataya kendisi düşmüş; Müslümanların kendileri hakkında ne düşündüğünü anlamaya çalışmak yerine onlara kendi teorik varsayımlarını isnad etmiştir. Turner, özelde bu konuda, genelde de Doğu toplumu hakkındaki görüşlerinde Marx ve Weber arasında çok önemli paralelliklerin bulunduğuna dikkat çekiyor; özellikle Marx'm "Asya Tipi Üretim Tarzı" ile VVeber'in "Doğu Patrimonyal izm i" kavramsallaştırmalarının bu paralelliğin izlerini güçlü bir biçimde taşıdıkları üzerinde duruyor. Buna rağmen ikisinin dine yaklaşımları arasında nasıl ve niçin hâlen bir farkın bulunduğunu göstermeye çalışıyor. Dolayısıyla bu kitabın bir amacı da, VVeber ve Marx'ın Doğu toplumlarına bakışını irdelerken güçlü bir oryantalizm eleştirisi sağlamak olarak ortaya çıkıyor.Bu temalar üzerinde yoğunlaşırken, Turner, insan ve tanrı arasındaki dinsel ilişkilere temelde bir sosyal ilişki olarak yaklaşılabileceğini öneren özgün bir metodolojik katkıda bulunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat