Malan Barkirin - Zorunlu Göç Öyküleri

Stok Kodu:
9786050807141
Boyut:
13,5x1
Sayfa Sayısı:
336
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%17 indirimli
17,59
14,60
9786050807141
415581
Malan Barkirin - Zorunlu Göç Öyküleri
Malan Barkirin - Zorunlu Göç Öyküleri
14.60
90'lı yıllar. Evleri, köyleri boşaltılan insanlar, bir daha eskiye dönemeyecek şekilde derinden değişen hayatlar, yani kısaca 'karanlık yıllar'.Bugüne kadar, zorunlu göçle topraklarından koparılan insanların konu edildiği çok sayıda istatistik] ve akademik çalışma yapıldı, kitaplar yayınlandı. Bu çalışmalarda göçün yarattığı yoksulluğa, işsizliğe, suç oranlarındaki artışa odaklanıldı.Peki ya insanlar? Kayıpları, özledikleri? Kendilerini hiçbir zaman ait hissedemedikleri yeni topraklarda, bir gün döneriz belki diye umutta hatırladıkları köyleri, evleri? Kaybolan kültürler, diller?Özlem Yağız, D. Yıldız Amca, Emine Uçak Erdoğan ve Necla Saydam artık bu soruların cevaplanması gerektiğini düşünerek bir yolculuğa çıkıyor ve o insanların izini sürüyorlar. Asimilasyonu, göç sonucunda yerleşilen topraklara karşı hissedilen ya da hissedilemeyen aidiyet duygusunu, özlemi, göçü yaşayan insanların geçmişe bakışlarını, geleceğe dair ümitlerini, göçten sonraki yaşamlarını anlamaya, aktarmaya çalışıyorlar. Kısacası, insanın hikâyesine bakıyorlar!Ve diyorlar ki;"Vücudumda şuradan şuraya kadar cereyan verilmemiş hiçbir yer yok" diyen Metin gibiler için memleket bir kâbustur artık. Vesile, İsmail, Fatma, Zehra, Hasan ve Dinar için ise tutku dolu bir özlem. Hâlâ rüyaları köyünde geçer Hasan'ın. Deliiin kardeşleri kendi deyişleri ile istanbul'u hiçbir zaman sevmedi, sevmeyecekler'. Ama onlar gibi milyonlarca göç mağduru bir daha geri de dönmeyecekler geldikleri topraklara. Çünkü onlar 'zorunlu göçmenler'; kaybolan zamanların ardından dönüp geriye baktıklarında daima biraz eksik, çokça yurtsuz ve hüzünlü bir mazi ile karşılaşanlar...
90'lı yıllar. Evleri, köyleri boşaltılan insanlar, bir daha eskiye dönemeyecek şekilde derinden değişen hayatlar, yani kısaca 'karanlık yıllar'.Bugüne kadar, zorunlu göçle topraklarından koparılan insanların konu edildiği çok sayıda istatistik] ve akademik çalışma yapıldı, kitaplar yayınlandı. Bu çalışmalarda göçün yarattığı yoksulluğa, işsizliğe, suç oranlarındaki artışa odaklanıldı.Peki ya insanlar? Kayıpları, özledikleri? Kendilerini hiçbir zaman ait hissedemedikleri yeni topraklarda, bir gün döneriz belki diye umutta hatırladıkları köyleri, evleri? Kaybolan kültürler, diller?Özlem Yağız, D. Yıldız Amca, Emine Uçak Erdoğan ve Necla Saydam artık bu soruların cevaplanması gerektiğini düşünerek bir yolculuğa çıkıyor ve o insanların izini sürüyorlar. Asimilasyonu, göç sonucunda yerleşilen topraklara karşı hissedilen ya da hissedilemeyen aidiyet duygusunu, özlemi, göçü yaşayan insanların geçmişe bakışlarını, geleceğe dair ümitlerini, göçten sonraki yaşamlarını anlamaya, aktarmaya çalışıyorlar. Kısacası, insanın hikâyesine bakıyorlar!Ve diyorlar ki;"Vücudumda şuradan şuraya kadar cereyan verilmemiş hiçbir yer yok" diyen Metin gibiler için memleket bir kâbustur artık. Vesile, İsmail, Fatma, Zehra, Hasan ve Dinar için ise tutku dolu bir özlem. Hâlâ rüyaları köyünde geçer Hasan'ın. Deliiin kardeşleri kendi deyişleri ile istanbul'u hiçbir zaman sevmedi, sevmeyecekler'. Ama onlar gibi milyonlarca göç mağduru bir daha geri de dönmeyecekler geldikleri topraklara. Çünkü onlar 'zorunlu göçmenler'; kaybolan zamanların ardından dönüp geriye baktıklarında daima biraz eksik, çokça yurtsuz ve hüzünlü bir mazi ile karşılaşanlar...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat