Güle Güle Ki Tarif Edemem

Radyoda boktan bir Rum şarkısı çalıyor. Kıvnla kıvrıla tepeyi tırmanırken karşımıza bir koyun sürüsü çıkıyor. Koyunlar çobanın uyarısıyla kenara kaçışıyorlar, beklenmedik karşılaşmamızdan pek de rahatsız olmuşa benzemiyorlar. Çoban sürünün arkasında kalan birkaç vurdumduymaz koyuna sunturlu bir küfür savuruyor. "Sanki arkadaşlarına küfrediyor," diyor Cem gülerek. Sabahın bu erken saatlerinde dikiz aynasında yokuş boyunca giderek uzaklaşan sürü ve çobanı, Taviani kardeşlerin Babam ve Ustam filmini hatırlatıyor. Çıngırak seslerinin duyulmaz olmasıyla son virajı da dönüp arabayı uçurumun kıyısına park ediyorum. Vadideki çam ağaçlarının arasından gümüş bir tepsi gibi uzanan körfeze bakıp sessizliğin tadını çıkarıyoruz bir süre.