Erkek Kimliğinin Değişemeyen Halleri

Erkeklerin yarattiklari ve kendilerini egemen kildiklari hegemonik ortam, zamanla geri dönerek kendilerini ezmeye baslamistir. Ezilen erkek ise kendi ezikligini örtbas etmek için kadini daha çok ezmeye çalismistir. Günümüz erkegi, bir yandan yeni yasam tarzinin getirdigi beklentiler, öte yandan yüzyillardir devam eden "erkek olma" kriterleri arasinda sikisip kalmis gibidir. Toplumsal vicdani olan bazi erkekler, yasanan bu sikismisligin farkinda. Pek çok erkek ise degisimin farkinda olmayip kadin-erkek esitligi konusunun gündeme gelmesinin ve yillardir sürdürdükleri iktidarin sarsilmasinin yegâne sebebinin yine kadinlar oldugunu düsündükleri için sözel ve/veya fiziksel siddetin dozunu artirmaktadir. Öyle görünüyor ki erkek kimligi üzerine düsünmedikçe siddet hikâyeleri dinlemeye, okumaya ve yazmaya devam edecegiz. Siddeti üreten ve uygulayan zalim rolündeki temel aktör olan erkeklere dayatilan kimligin ciddi bir sekilde yeniden sorgulanmasi ve bu baglamda, degisen sartlara göre yeniden kurgulanmasi gerekmektedir. Erkegin özgürlesmesinin, günümüz sartlarinda olmasi gereken gerçek kimligini saglikli yasamasinin yolu, su andaki mahpuslugunun farkinda olmasindan geçiyor. Bu mahpusluk ise geleneksel degerlerin dayattigi erkek kimligi ile modernizmin dayattigi erkek kimligi arasinda sikisip kalmis olmaktan kaynaklaniyor. Bu durumdan kurtulmanin yolu özgürlesmekten, özgürlesmenin yolu ise kisinin kendisiyle yüzlesmesinden geçiyor. Yazarlar : Ahmet Oktan , Ahmet Talimciler , Asli Karamollaoglu Favaro , Canan Uluyagci , Gülgün Mese , Güliz Gülçin Güzelgün , Huriye Kuruoglu , Lale Kabadayi , Mehmet Ogulcan Turan , Nesrin Kula Demir , Nevin Yildirim Koyuncu , Zühal Çetin Özkan (Tanitim Bülteninden)