Atatürk’ü Mutlu Eden ve Üzen Anılar

Stok Kodu:
9786055416096
Boyut:
13,5x1,5
Sayfa Sayısı:
232
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Mehmet Emre Çelik
Kağıt Türü:
2.Hamur
Kategori:
12,96
9786055416096
424040
Atatürk’ü Mutlu Eden ve Üzen Anılar
Atatürk’ü Mutlu Eden ve Üzen Anılar
12.96

Cumhuriyet Bayramlari'nin günlerini ve gecelerini sabahlara kadar ayakta geçiren O, zevkli, keyifli ve neseli, iste O Atatürk, yasaminin son Cumhuriyet Bayrami'nin gününü ve gecesini Dolmabahçe Sarayi'nin bir odasinda ölüm döseginde geçirdi. Süzülmüs, takatsiz ve solgundu. Artik günleri degil, saatleri sayiliydi. Kesik kesik konusuyor, yanindakiler de onu oyalayacak sözler söylüyorlardi. Bir ara pencereden içeriye bol bir isik girdi. Elektriklerle donanmis bir Bogaziçi vapuru, Sarayin rihtimina yanasacak kadar yaklasmisti. Vapurdan gelen alkislar, ölümün kanat gerdigi bu hüzünlü odanin yasli havasini dalgalandirdi. "Üniversite gençleri tebrike gelmisler" dediler. Isaret etti, kollarina girildi. Pencerenin yanindaki bir koltuga oturtuldu. Ayaga kalmak istedi, kaldirildi. Eliyle vapurdakileri selamladi. Görüldü mü bilmiyorum. Vapurda bir alkis tufanidir koptu. "Yasa!.." sesleri göklere yükselirken vapur da hareket etti. "Dag basini duman almis" marsinin ilk melodilerini isiten Atatürk, yanindakilere döndü. Takatsizdi, fakat gözlerinde hâlâ zekânin ve güçlü bir istencin isiklari parliyordu. Üzüntüsüz bir sesle, gençlere, isiteceklermis gibi: "Bu bayramlar ve yarinlar sizindir, güle güle..." dedi. Atatürk yatagina yatirildi. Kiliç Ali'yi sert bir öksürük tuttu, disariya firladi. Ben de çiktim. Odada bulunanlarin hepsi agliyordu. Ben de onlarin arasindaydim. Sükrü Kaya

Cumhuriyet Bayramlari'nin günlerini ve gecelerini sabahlara kadar ayakta geçiren O, zevkli, keyifli ve neseli, iste O Atatürk, yasaminin son Cumhuriyet Bayrami'nin gününü ve gecesini Dolmabahçe Sarayi'nin bir odasinda ölüm döseginde geçirdi. Süzülmüs, takatsiz ve solgundu. Artik günleri degil, saatleri sayiliydi. Kesik kesik konusuyor, yanindakiler de onu oyalayacak sözler söylüyorlardi. Bir ara pencereden içeriye bol bir isik girdi. Elektriklerle donanmis bir Bogaziçi vapuru, Sarayin rihtimina yanasacak kadar yaklasmisti. Vapurdan gelen alkislar, ölümün kanat gerdigi bu hüzünlü odanin yasli havasini dalgalandirdi. "Üniversite gençleri tebrike gelmisler" dediler. Isaret etti, kollarina girildi. Pencerenin yanindaki bir koltuga oturtuldu. Ayaga kalmak istedi, kaldirildi. Eliyle vapurdakileri selamladi. Görüldü mü bilmiyorum. Vapurda bir alkis tufanidir koptu. "Yasa!.." sesleri göklere yükselirken vapur da hareket etti. "Dag basini duman almis" marsinin ilk melodilerini isiten Atatürk, yanindakilere döndü. Takatsizdi, fakat gözlerinde hâlâ zekânin ve güçlü bir istencin isiklari parliyordu. Üzüntüsüz bir sesle, gençlere, isiteceklermis gibi: "Bu bayramlar ve yarinlar sizindir, güle güle..." dedi. Atatürk yatagina yatirildi. Kiliç Ali'yi sert bir öksürük tuttu, disariya firladi. Ben de çiktim. Odada bulunanlarin hepsi agliyordu. Ben de onlarin arasindaydim. Sükrü Kaya
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat